
Günlük hayatta “topuğumun arkasında sert bir şişlik var, ayakkabı vuruyor, yürürken canım yanıyor” diyen pek çok kişi aslında haglund deformitesi ile karşı karşıya olduğunu bilmiyor. Siz de topuk arkasında kemiksi bir çıkıntı, ayakkabı sürtünmesiyle artan bir ağrı ve özellikle merdiven çıkarken zorlanma yaşıyorsanız, bu yazıda kendinizden pek çok şey bulabilirsiniz. Gelin, bu hem can sıkıcı hem de ihmal edildiğinde ciddi sorunlara yol açabilen durumu sakin sakin, herkesin anlayacağı bir dille konuşalım.
Bu Yazıda Okuyacaklarınız
Haglund Deformitesi Nedir?
Önce en temel sorudan başlayalım: haglund deformitesi nedir? Kısaca söylemek gerekirse, topuk kemiğinin arka-üst kısmında yer alan, aşil tendonuna doğru uzanan kemiksi bir çıkıntıdan bahsediyoruz. Bu çıkıntı, ayakkabının sert arka kısmına ve aşil tendonuna sürtündükçe bölgede tahrişe, iltihaba ve ağrıya yol açıyor. Halk arasında “topukta kemik çıkıntısı”, bazı yerlerde “pump bump” gibi isimlerle de anılıyor.
Normal şartlarda topuk kemiği ile aşil tendonu arasındaki ilişki uyumlu bir şekilde ilerler. Ama kemik yapısı biraz daha çıkıntılıysa, ayakkabı sertse veya aşil tendonu gerginse, o bölgede küçük küçük sürtünmeler, minik travmalar oluşuyor. Zamanla vücut bu baskıya bir savunma mekanizması olarak yanıt vermeye çalışıyor ve kemik kendini kalınlaştırıyor. Biz de bunu dışarıdan, sert bir çıkıntı ve ağrıyla hissediyoruz.
Bize göre asıl problem, bu tabloyu sadece “bir şişlik” gibi görüp aylarca, bazen yıllarca ertelemek. Halbuki erken dönemde alınan basit önlemler, ileride ameliyat gerektirebilecek süreçlerin önüne geçebiliyor.
Haglund Deformitesinin Oluşma Sebepleri
Peki bu durumun arkasındaki mekanizma nedir, yani haglund deformitesi sebebi tam olarak neye dayanır? Tek bir nedenden söz etmek zor, ama genellikle birkaç faktör bir araya gelince tablo ortaya çıkıyor.
Birçok hastanın aklındaki soru şu: haglund deformitesi neden olur? Gördüğümüz kadarıyla en sık karşılaşılan nedenler şöyle özetlenebilir:
- Genetik yapı: Bazı insanların topuk kemiği anatomik olarak daha çıkıntılı ve dik yapıdadır. Bu kişilerde sürtünme riski baştan yüksektir.
- Ayak yapısı: Yüksek kavisli (pes kavus) ayak tipinde basma şekli değiştiği için topuk arkasına binen yük artabilir.
- Aşil tendon gerginliği: Kısa ve gergin bir aşil tendonu, yürürken ve koşarken topuk arkasındaki çekişi artırarak bölgedeki stresi yükseltir.
- Yanlış ayakkabı kullanımı: Topuğu sert, dar veya keskin kenarlı ayakkabılar, özellikle uzun süre ayakta kalanlarda sürekli sürtünme oluşturur.
- Spor ve tekrarlayan zorlanmalar: Koşucular, dansçılar, sık zıplama içeren sporlarla uğraşanlar bu bölgeyi daha fazla zorlar.
Kısacası; doğuştan gelen kemik yapısı, ayak biyomekaniği, günlük ayakkabı alışkanlıkları ve spor düzeyi birleştiğinde Haglund tablosu ortaya çıkıyor. Tek başına ayakkabı ya da tek başına genetik değil, kombinasyon çok önemli.
Haglund Deformitesi Nasıl Anlaşılır?
Çoğu kişi “Ayağımda bir şey var ama emin olamıyorum, haglund deformitesi nasıl anlaşılır?” diye düşünüyor. Aslında vücudunuz size pek çok sinyal gönderiyor, önemli olan bu sinyalleri görmezden gelmemek.
Haglund Deformitesi Belirtileri Nelerdir?
Şikâyetler kişiden kişiye değişse de, en sık karşılaşılan bulguları bir yerde toplamak gerekirse, haglund deformitesi belirtileri kabaca şöyle özetlenebilir:
- Topuğun arka-üst kısmında dışarıdan fark edilen kemiksi bir çıkıntı
- Özellikle kapalı ve sert arka kısmı olan ayakkabı giyince artan ağrı
- Uzun yürüyüş, koşu, merdiven çıkma gibi aktivitelerde topuk arkasında yanma veya batma hissi
- Bölgesel kızarıklık, şişlik ve hassasiyet
- Bazen ciltte tahriş, nasırlaşma, sürtünmeye bağlı irritasyon
Bazı hastalar sabah kalktıklarında ilk adımı atarken topuk arkasında sertlik ve ağrı hisseder. Gün içinde “açıldıkça” biraz rahatlama olur ama akşamları tekrar artabilir. Bu döngü, bize topuk arkasındaki dokuların sürekli stres altında olduğunu gösteriyor.
Tanı Nasıl Konur? Hangi Tetkikler Yapılır?
Şikâyetler fark edildiğinde çoğu kişi internette araştırma yapıp kendi kendine tanı koymaya çalışıyor. Bizce bu, özellikle ayak ve topuk problemlerinde çok sağlıklı değil. Çünkü benzer şikâyetleri yapan başka hastalıklar da var. Bu yüzden bir ortopedi ve travmatoloji uzmanına görünmek, sürecin en önemli adımı.
Muayenede doktorunuz, topuk arkasındaki kemik çıkıntısını değerlendirir, aşil tendonunun durumuna ve hareket açıklığınıza bakar. Gerektiğinde yan grafi (ayak röntgeni) ve MR gibi görüntüleme yöntemleriyle kemik çıkıntının boyutu, şekli, çevre yumuşak dokular ve aşil tendonundaki hasar düzeyi incelenir. Böylece sadece “deformite var mı yok mu?” değil, “bu deformite eşlik eden bursit, tendinit veya yırtık oluşturmuş mu?” sorularına da net yanıt alınır.
Haglund Deformitesi Tedavisi Nasıl Planlanır?
Gelelim en çok merak edilen yere: “Benim topuğumda bu çıkıntı var, peki haglund deformitesi nasıl iyileşir? Her durumda ameliyat mı gerekir?” Açıkça söylemek gerekirse, burada tek bir yol haritası yok. Hastanın şikâyet düzeyi, kemik çıkıntının boyutu, aşil tendonundaki hasar, yaş, kilosu ve günlük aktivite düzeyi gibi pek çok faktör tedavi planını etkiliyor.
Genel yaklaşımda ilk sırada daima cerrahi dışı yöntemler bulunur. Yani haglund deformitesi tedavisi çoğu zaman ameliyat dışı seçeneklerle başlar ve bu yöntemlerden yeterli yanıt alınamazsa cerrahi seçenekler masaya gelir.
Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri
Doktorlar genellikle şu konservatif (ameliyatsız) yöntemleri kombine ederek uygular:
- Ayakkabı değişikliği: Topuğu sıkan, arkası sert ve yüksek ayakkabılardan uzak durmak; mümkünse bir süre topuğu açık terlik veya sandalet tercih etmek.
- Topuk yastıkları ve silikon pedler: Aşil tendonunun ayakkabı arkasına sürtünmesini azaltan koruyucu pedler rahatlama sağlayabilir.
- Tabanlık ve topukluk kullanımı: Topuğu 1–2 cm kadar yükselten topukluklar, aşil tendonundaki gerginliği azaltır.
- Buz uygulaması: Özellikle gün sonunda, aktivite sonrası 15–20 dakikalık buz uygulamaları ödem ve ağrıyı hafifletir.
- İlaç tedavisi: Doktor kontrolünde anti-enflamatuar ilaçlar, iltihap ve ağrının kontrolünde destekleyici olabilir.
- Fizik tedavi ve egzersiz: Aşil tendonuna yönelik esneme ve güçlendirme egzersizleri, kas-tendon dengesini iyileştirir.
- Enjeksiyon uygulamaları: Bazı özel kan ürünü veya biyolojik ajan enjeksiyonları, doğru vakalarda doku iyileşmesine katkı sağlayabilir (bu kısım mutlaka uzman hekim kararıyla planlanmalıdır).
Bu yöntemler sabırlı bir şekilde, düzenli olarak uygulandığında pek çok hastada cerrahiye gerek kalmadan belirgin bir rahatlama sağlar. Ancak bazen kemik çıkıntı o kadar belirgindir ki, mekanik sürtünme ne yapılırsa yapılsın tam olarak ortadan kalkmaz. İşte bu noktada gündeme haglund deformitesi ameliyatı gelir.
Haglund Deformitesi Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Cerrahi kararı, genellikle uzun süreli konservatif tedaviye rağmen günlük yaşamı ciddi şekilde bozan, gece uykusunu etkileyen ve spor yapmayı imkânsız hale getiren durumlarda alınır. Yani “biraz ağrım var, hemen ameliyat olayım” mantığı yerine, aşamalı ve bilinçli bir yaklaşım tercih edilir.
Ameliyatın temel amacı, kanserli bir doku almak değil (zaten Haglund iyi huylu bir kemik çıkıntısıdır), mekanik sürtünmeye sebep olan kemik fazlalığını ve iltihaplı bursayı ortadan kaldırmaktır. Başlıca iki teknikten söz edebiliriz:
Açık Cerrahi (Küçük Kesi İle Müdahale)
Bazı vakalarda topuk arkasına yapılan küçük bir kesiyle kemik çıkıntı özel aletlerle törpülenir veya çıkarılır. Aşil tendonunun yapışma noktası korunur, çevredeki iltihaplı yastıkçık (bursa) temizlenir. Bu yöntem, özellikle kemik çıkıntının konumu ve büyüklüğü buna uygunsa tercih edilebilir.
Kapalı (Artroskopik) Yöntem
Daha modern yaklaşımlardan biri de kamera yardımıyla yapılan, küçük kesi sayısı ve boyutları daha az olan kapalı cerrahi yöntemdir. Burada topuk arkasına birkaç küçük delikten girilerek ekrandan görüntü eşliğinde kemik çıkıntı temizlenir. Uygun olgularda spora ve günlük yaşama dönüş süresi daha hızlı olabilir.
Hangi yöntemin size uygun olduğuna, sizin görüntülemeleriniz ve klinik tablonuz eşliğinde ortopedi cerrahınız karar verir. Bizce burada en önemli nokta, ameliyatın “son çare” değil; doğru zamanda, doğru endikasyonla yapıldığında yaşam kalitesini belirgin şekilde artıran bir seçenek olduğunu unutmamak.
Haglund Deformitesi Nasıl İyileşir? İyileşme Süreci
İster ameliyatsız ister cerrahi tedavi uygulanmış olsun, pek çok kişinin aklında şu soru var: haglund deformitesi nasıl iyileşir ve bu süreç ne kadar sürer? Aslında bu, deformitenin şiddetine, eşlik eden aşil tendon hasarına ve hastanın tedaviye uyumuna göre değişiyor.
Ameliyatsız süreçte düzenli egzersiz, uygun ayakkabı ve tabanlık kullanımı, kilo kontrolü ve aktivitelerin akıllıca planlanması ile şikâyetler haftalar içinde belirgin şekilde azalabiliyor. Ancak “kemik çıkıntı tamamen yok oldu” demekten ziyade, “şikâyetler kontrol altına alındı” ifadesi daha gerçekçi.
Ameliyat sonrası dönemde ise:
- İlk günlerde istirahat, ödem kontrolü ve yara bakımı öne çıkar.
- Doktorun önerdiği sürede koltuk değneği veya destek kullanımı gerekebilir.
- Dikişler iyileştikçe kontrollü yük verme ve yürüyüş süreci başlar.
- Daha sonra devreye fizik tedavi ve rehabilitasyon girer; aşil tendonunun esnekliği, baldır kaslarının gücü ve yürüme paterni yeniden düzenlenir.
Genel olarak basit vakalarda birkaç haftada günlük hayata dönüş mümkünken, aşil tendonunda ciddi hasar olan veya ek cerrahi gerektiren durumlarda bu süre daha uzun olabilir. Yani sabır ve düzenli doktor takibi bu süreçte çok kıymetli.
Günlük Hayatta Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sadece tedavi sürecinde değil, sonrasında da bazı alışkanlıklarınızı gözden geçirmeniz gerekiyor. Yoksa aynı bölgede benzer şikâyetlerin tekrar karşınıza çıkma ihtimali var.
Ayakkabı Seçimi
Haglund deformitesinde ayakkabı seçimi kelimenin tam anlamıyla kilit nokta. Topuğu sert ve arkası dar modeller, bölgedeki basıncı artırır. Bunun yerine:
- Arkası yumuşak, topuk bölgesi esnek ve ayağı kavrarken sıkıştırmayan spor ayakkabılar,
- Topuğu hafif yüksek (tamamen dümdüz olmayan) modeller,
- Ağrı dönemlerinde arkası açık terlik veya sandaletler,
- Ayak yapınıza uygun ortopedik tabanlıklar
tercih edilebilir. Özellikle topuklu ayakkabı kullananlarda, bu alışkanlığın süresini ve sıklığını azaltmak bile tek başına önemli bir fark yaratabiliyor.
Egzersiz ve Hareket Düzeni
Tamamen hareketsiz kalmak da çözüm değil. Kontrollü egzersizler, kas dengesini korumak ve tendon esnekliğini artırmak için oldukça önemli. Hızlı sprint koşuları, sert zemin üzerinde uzun süreli koşular, zıplama içeren ağır sporlar yerine, yüzme veya bisiklet gibi daha düşük darbeli aktiviteler tercih edilebilir.
Bizce en ideal yaklaşım, bir ortopedi uzmanı veya fizyoterapist eşliğinde size özel bir egzersiz programı planlanması. Böylece hem sakatlanma riski azalır hem de tedavi süreci çok daha verimli ilerler.
Sık Sorulan Sorularla Haglund Deformitesi
Konu ortopedik bir problem olunca, akılda ister istemez pek çok soru beliriyor. Gelin en sık merak edilenleri kısaca toparlayalım.
Haglund deformitesi kanser midir?
Hayır. Haglund deformitesi kötü huylu bir tümör veya kanser değildir. İyi huylu, mekanik zorlanmaya karşı kemik dokunun verdiği bir yanıt olarak ortaya çıkar. Yine de topukta hızla büyüyen, kızarık ve çok ağrılı bir kitle fark ederseniz mutlaka uzman bir hekime görünmelisiniz.
Haglund deformitesi zamanla kötüleşir mi?
Erken dönemde gerekli önlemler alınmaz ve bölge sürekli zorlanmaya devam ederse, kemik çıkıntı büyüyebilir, iltihap kronikleşebilir ve aşil tendonunda kalıcı hasarlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden “nasıl olsa geçer” deyip yıllarca ertelemek, uzun vadede ameliyat ihtimalini artırabilir.
Haglund deformitesi egzersizle tamamen geçer mi?
Burada gerçekçi olmak lazım: Egzersiz kemik çıkıntısını ortadan kaldırmaz; ancak aşil tendonunu esneterek, baldır kaslarını güçlendirerek ve bölgedeki basıncı azaltarak ağrının kontrol altına alınmasına ciddi katkı sağlar. Yani doğru ayakkabı, doğru egzersiz ve kilo kontrolüyle, ameliyatsız olarak uzun süre rahat yaşayabilen birçok hasta vardır.
Haglund deformitesi ameliyatı sonrasında spor yapılabilir mi?
Genellikle evet, ama süreci aceleye getirmemek kaydıyla. Cerrahi tedaviden sonra doku iyileşmesi, kas-tendon dengesi ve denge kontrolü belli aşamalarla yeniden inşa edilir. Doktor ve fizyoterapist kontrolünde, kademeli olarak spora dönüş planlanır. Aceleci davranmak yerine, vücudunuzun temposuna saygı duymak en sağlıklısı.
Sonuç: Topuk Ağrısını Hafife Almayın, Doğru Adımları Zamanında Atın
Topuk arkasındaki kemik çıkıntı, hafif bir rahatsızlık gibi başlayıp zamanla ayakkabı giyme isteğinizi bile azaltacak kadar can sıkıcı hale gelebiliyor. haglund deformitesi olarak adlandırdığımız bu tabloyu, “nasıl olsa geçer” diyerek yok saymak, uzun vadede daha büyük sorunların kapısını aralayabiliyor.
Bu yazıda; haglund deformitesi nedir, haglund deformitesi sebebi nedir, haglund deformitesi neden olur, haglund deformitesi nasıl anlaşılır, hangi haglund deformitesi belirtilerine dikkat etmeniz gerektiği, haglund deformitesi nasıl iyileşir, hangi adımların haglund deformitesi tedavisi içinde yer aldığı ve ne zaman haglund deformitesi ameliyatı seçeneğinin gündeme geldiği üzerinde durduk. Elbette burada paylaştıklarımız genel bilgilerdir; sizin için en doğru plan, detaylı bir muayene ve görüntüleme sonrasında kişisel olarak çizilecektir.
Eğer siz de bir süredir topuk arkasında ağrı, şişlik, ayakkabı giyerken rahatsızlık, merdiven çıkarken batma hissi yaşıyorsanız, bunu görmezden gelmek yerine bir ortopedi uzmanına danışmanız çok daha doğru bir adım olacaktır. Sizden ricamız; bu tür yazıları okuduktan sonra kendi kendinize tanı koymak yerine, sorularınızı bir uzmana taşımanız. Böylece hem içiniz rahat eder hem de tedavi süreciniz çok daha sağlıklı ilerler.
Makalemizi buraya kadar okuduysanız, muhtemelen bu konu sizin ya da sevdiklerinizden birinin hayatını doğrudan etkiliyor. İsterseniz bu içeriği yakınlarınızla paylaşabilir, isterseniz de yaşadığınız şikâyetleri bir uzmana danışmak için ilk adımı bugün atabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak, ortopedik problemler ve tedavi seçenekleri hakkında farklı yazılara göz atmak isterseniz, ana sayfaya buradan ulaşabilirsiniz: https://www.utkuerdemozer.com/
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?


